Deprem Süresini Belirlemek Neden Uzun Sürüyor?
Gerçekleşen bir depremden sonra depremin detaylarını veren raporlar paylaşılıyor. Bu raporlarda, depremle ilgili bilgiler verilirken genellikle deprem süresinin eklenmediğini ya da sonradan eklendiğini görüyoruz. Bunun nedenine baktığımızda ise bir depremin süresinin belirlenmesinin sandığımızdan daha zor olduğu karşımıza çıkıyor.
Bir depremden sonra sarsıntının hissedildiği süre, deprem süresi olarak düşünülebilir. Fakat deprem süresini hesaplamak daha karmaşık bir konudur. Örneğin biri ‘’10 saniye boyunca sarsıldığını hissetim’’ dediğinde sallantının süresiyle ilgili bir söylemde bulunur; deprem süresi ise faydaki kırılmanın ne kadar uzun sürüdüğüne, kırılmanın yaşandığı fayın uzunluğuna ve zemin yapısına bağlı olarak değişir.
Deprem sürelerinin sonradan belirlenmesinin nedeni bunun için otomatik bir süreç yoktur. Depremin gerçekleştiği bölge ile ilgili veriler toplanır ve araştırılır. Çünkü bir noktadaki sallanma süresi, depremin ne kadar sürdüğüne ve deprem dalgalarının zeminde nasıl bir etki yarattığına bağlıdır. Örneğin tortul bir arazide deprem dalgaları yansıma ve rezonans yapabileceği için sarsıntı daha uzun sürerken; sert bir kaya bloğunda rezonans olmayacağından aynı nitelikteki bir deprem daha kısa sürecektir. Ayrıca depremler anlık olaylar olmadığı için haftalarca insanların hissetmediği büyüklükte devam edebilir ve ölçülebilir. Bu da deprem süresi kavramını daha karmaşık bir hale getirir. Peki birçok faktöre bağlı olarak değişen ve uzun araştırmalar gereken deprem süresini neden ölçüyoruz?
Aslında deprem süresinin önemli olmasının nedeni deprem büyüklüğü ile olan bağlantısıdır. Deprem sadece bir noktadan ziyade fay üzerindeki bir alan olarak düşünülebilir. Kırılma bir noktada başlar ve ardından fay boyunca saniyede yaklaşık 2 kilometre civarında yayılır. Dolayısıyla, kırılan fay alanı ne kadar büyükse, depremin süresi o kadar uzun olur. Büyük depremler daha büyük fay alanlarına sahiptir, yani süre ve büyüklük arasında genel bir ilişki vardır.
Referans: